1591, İstanbul… Osmanlı sarayının gölgelerinde gizlenen büyük bir sır, kanla yazılacaktır. Enişte Bey, Padişah için en yetenekli nakkaşlarla birlikte, sıradışı ve Frenk üslubunun izlerini taşıyan gizemli bir kitap hazırlamaktadır. Ancak bu sanat eseri, yalnızca ustalığıyla değil, tehlikesiyle de dikkat çeker. Bir gece, nakkaşlardan biri öldürülür.
Cinayetin ardındaki sır perdesini aralamak ve kitabın yarım kalmasını önlemek için Enişte Bey, kızına büyük bir aşk besleyen Kara’yı İstanbul’a çağırır. Kara, yalnızca Şeküre’nin kalbini kazanmak için değil, aynı zamanda ölümle örülü bu entrikayı çözmek için de büyük bir mücadele verecektir.
Osmanlı minyatür sanatının, ihanetin ve cinayetin iç içe geçtiği bu hikâyede, gerçek ve hayal arasındaki çizgi giderek siliniyor. Peki, kim hakikati görebilecek?
Orhan Pamuk’tan, sanatın ve tarihin derinliklerinde kaybolan büyüleyici bir roman!